Darbeler aslında kişisel ihtirasın ürünüdür.
Bu işte elbette dış güçlerin pohpohlaması önemli
rol oynamaktadır.
“Sen neymişsin” dolduruşlarına getirip, nasıl olsa
emir komuta zinciri işleyecek bir şeyden haberi olmayan masum askerler önemli
bir görev yapıyormuş gibi milletin silahını asıl sahiplerine çevirecek.
Evet, darbeler kişisel ihtirasın ürünü olduğu kadar,
emperyalist güçlerin de darbeye konu olan ülke üzerindeki hain emellerinin bir
tezahürüdür.
Ülkemiz darbeler konusunda çok acı tecrübeler
yaşamış bir ülkedir.
Sadece cumhuriyet döneminde değil, öncesinde de cihan
devleti Osmanlı İmparatorluğu darbelere ve darbeci güruha kurban edilmiştir.
Acı bir gerçektir ki bu darbelerden ne darbeciler
ve ne de ülke fayda görmüştür.
Buna rağmen bundan ders alınmamış, darbeler sürekli
gündemde tutulmuş.
Geçmişe bakıldığında, arşivlere bakıldığında darbe
söylentileri hep ülkemizin gündeminde yer almış.
Özellikle Ak Parti hükümetleri döneminde ise
gündemden düşmediğini görüyoruz.
Demek ki bir ülke ne kadar çok hızlı kalkınır ve ne
kadar çok güçlenirse ki Ak Parti döneminde ülkemiz çok mesafe kat etmiştir
darbe söylentileri de o oranda artış gösteriyor.
Darbeler milletin kahir ekseriyetine ve ülkeye büyük
zararlar vermiş.
1960 darbesinde bunun telafi edilmez zararları
görülmüş, 1980 darbesinde hakeza aynı şey olmuştur, 28 şubat darbesi ve yine 15
temmuz, ki başarılı olamamış, zararları hep bu ülkeye ve insanına olmuştur.
Bunların arasında verilen muhtıralar ve "gezi
olayları" gibi darbe provaları hep bu ülkeye zarar vermiş, değerlerini alıp
götürmüş.
Bu ihanetlerin vebali ise, bu darbelere ön ayak
olan ve bizzat uygulamasında yer alanlara aittir; onlar bunu ister bilsin
isterse bilmezden gelip kendilerini darbe yaparak süslü kelimelerle sözde vatansever
olarak bu millete kabul ettirmeye çalışsınlar.
Kim yutar bunu?
Millet artık çoktan akıllanmış, bu darbe
kalıntılarına prim vermemektedir.
Bizzat 15 temmuz hain darbe girişimine karşı koyan
vatansever vatandaş ne diyor:
“15 temmuz darbesini yapan asker elbisesi içindeki teröristleri
biz vatanın askeri sanmıştık. Onun için onlara merhametle yaklaştık, bir anne,
bir baba şefkatiyle uyarıda bulunduk; yapmayın, etmeyin bu ülke hepimizin, kan
dökmeyin” dedik.
Fakat o beyni yıkanmış satılmış uşaklar bu merhametli
yaklaşımdan anlamadılar, milletin merhamet dolu yaklaşım ve ikazını hiçe
sayarak, tercihlerini emperyalistlerden yana kullandılar. Acımasızca masum
insanlara silahları çevirdiler…
“Ama bu sefer öyle olmayacak, bu sefer eğer öyle
bir alçak ve hain bir kalkışma olursa sonucu daha farklı olacak. Bu sefer
merhametle değil o tür azılı millet ve memleket düşmanlarına tavrımız çok
farklı olacak,” deniyor.
Bu nedenle hala şucu veya bucu olan grupların bu
tür bir niyeti varsa bir kere değil bin kere düşünmesi gerekir.
O elbiseyi giyenin, o eğitimi alanın asli görevi
vatan savunmasıdır.
Böyle olduğu sürece millet sevgisini de, saygısını
da, duasını da esirgemeyecektir.
Millet onları ve ellerine verdiği silahı kendisine
değil düşmana çevirmesi için vermiştir...
Evet, nelerin darbeye, çatışmaya ortam hazırladığının araştırılması
ve bunun çözümünün bulunması gerekiyor.
Darbelerin arkasın da yatan hayati bir eksikliğin
ne olduğu bugüne kadar sağlıklı bir şekilde analiz edilerek çözüme kavuşturulmamış
ki darbeler ülkemiz de cumhuriyet tarihi boyunca gündemden düşmemiş.
Cumhuriyet dönemi darbeler tarihine baktığımızda darbeler
çok partili dönemde başlamış.
Çünkü darbeler demokrasiye ve millet iradesine
karşı yapılmış.
Neden 1950’den önce darbe olmadı?
Olmaması da memnuniyet verici!
Ve neden çok partili döneme, yani demokrasiye
geçildiğinde bu hain teşebbüsler başladı?
Bunu iyi tahlil etmek lazım, iyi irdelemek lazım.
Bir başka husus ise eğitim ve hukuk sisteminden
ileri gelen boşluk mu?
Neden dünyanın süper gücü olan Amerika’da hiç darbe
olmuyor, neden Almanya ve diğer kalkınmış ülkelerde darbe olmuyor?
Bu ülkelerin süper güç olmalarının arkasında yatan
hakikatlerden biri de her kurumun asli görevini benimseyip ona odaklanmasıdır.
Bunun başka bir izahı yok!
Evet, herkesin asli görevi neyse ona kafayı yorması,
o yönde çaba göstermesi gerekiyor.
Bunun aksi emperyalistlere hizmet ve ülkemize ise
ihanet ortamını oluşturuyor!...