Dünyanın
içinde bulunduğu şartlar gereği bazı sektörler çok hızlı bir değişim içinde
bulunuyor. Küreselleşen dünya bu şartları hazırlıyor.
Mevcut
duruma göre oran olarak çok az görünmesine rağmen bu değişimin birkaç yıl
içinde çığ gibi büyüyeceğinin açıklamaları yapılıyor.
Bu
sektörlerin önde geleni ise otomotiv sektörü…
Artan
şehirleşme oranı aynı zamanda otomotiv sektörünü de körüklüyor.
Mevcut
duruma göre dünya nüfusunun %50’den fazlası şehirlerde yaşıyor.
Gelecek
on yıllarda bu oranın %60’lara ulaşacağı yönünde tahminler yapılıyor.
Bu
aynı zamanda hali hazırda dünyanın bazı büyük şehirlerinde oluşan kirlilik
oranının giderek artmasına yol açacağına işaret ediyor.
Günümüzde
çevre kirliliğinin korkutucu boyutlara ulaşmış olması gelecek on yıllarda artan
şehirleşme ve nüfus oranıyla daha da kötüleşeceğinin işareti olarak
algılanıyor.
Bu
gidişatı durdurmak ve hatta mevcut çevresel değerleri aşağılara çekmek için uluslar
arası ölçekte önemli çalışmalar yapılıyor.
İklim değişikliğinin
sıcaklık artışlarına ve deniz suyu seviyesinin yükselmesine neden olacağı dolayısıyla sera gazı emisyonlarına neden
olan CO2 miktarının azaltılması gerekiyor.
Sera gazı
emisyonlarının en büyük payı fosil yakıtlardan ileri geliyor.
Bu yakıt
türünü de en fazla kullanan sektör günümüzde ulaşım sektörü.
Dolayısıyla
bu sektör hızlı bir değişim içine girmiş bulunuyor.
Hemen hemen
her kategoride otomotiv sektörü bir arayış ve dönüşüm içinde bulunuyor.
Sektörden
kaynaklanan sera gazı emisyonlarını azaltmak, hatta sıfıra düşürmek için bazı
ülkeler şimdiden gerekli tedbirleri almaya başlamış, önümüzdeki yıllarda belli
bir tarihten sonra büyükşehirlerde fosil yakıtlı araç kullanılmaması kararı
alınmış.
Hava kirliliğinin
hayati tehlike arz ettiği Çin’in bazı şehirleri toplu ulaşımda kademeli olarak
elektrikli otobüslere dönüşüyor.
Bu dönüşüm
bazı Avrupa ve Amerika şehirlerinde de var.
Toplu taşımada
olduğu gibi sıfır emisyonlu araçlar otomobillerde ve diğer deniz ve hava ulaşım
araçlarında da sıfır olmasa bile daha düşük emisyonlu CNG, doğal gaz gibi yakıtların
kullanımı öngörülüyor.
Bu hızlı
ve kapsamlı dönüşüm çalışmaları şu an kullanılmakta olan teknolojileri bir anda
devre dışı bırakarak geleceğin temiz yakıt esaslı teknolojileri devreye
alınacak.
Bu hususta
yapılan açıklamaya göre, 2025 yılına kadar bütün satılan yeni araçların elektrikli
olacağı, elektrikli araçların performansının çok hızlı geliştiği ve fiyatlarının
çok hızlı düşeceği ifade ediliyor.
Dolaysıyla
içten yanmalı motorlu araçların bununla rekabet edemeyecekleri iddia ediliyor.
Küresel
olarak 2020 yılında 2,4 milyon adet elektrikli araç satılmış olacak, 2015
yılında satılan 348 bin adet elektrikli araçla karşılaştırıldığında...
2016
yılında ise toplam küresel araç satışı ise 91,54 milyon olarak bekleniyor.
Bütün gelişmiş
ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de otomotiv sektörü ekonominin lokomotifi konumunda.
Ülkemizde
en fazla ihracat oranına sahip sektör.
Bu nedenle
sektörde küresel olarak süren teknolojik dönüşüme ayak uydurmak ve hatta bir
adım önde olmak için sektörün içinde bulunduğu hızlı dönüşümün göz ardı
edilmemesi gerekiyor.
Hele ki
sektörün ülkemizin 2023 ihracat hedefinde önemli bir paya sahip olması göz
önüne alınırsa…