Birleşmiş Milletlerin yaklaşan
70. Genel kuruluna gerek İslam ülkeleri ve gerekse 5+1’in dışında kalan
ülkelerin temsilcileri çok iyi bir hazırlık ve gündemle gitmesi gerekiyor,
dünyada yaşanan vahşetin son bulmasına katkıda bulunmak için.
Dünyada bugün
halledilmesi gereken çok sayıda insani problem var.
Son yıllarda artan terör ve
iç savaşlardan önce, 2000 yılında bir gündemle başlatılan “Binyıl Gelişme
Hedefleri” (Millennium Development Goals) BM’ye üye 191 devlet tarafından
başlatılmıştı.
2015 yılına kadar
özellikle açlık ve su, sanitasyon gibi temel insani problemlerin üstesinden
gelinmesi hedeflenmişti.
Fakat bu insani yönü ağır
basan maddeler başarıya ulaşmadığı gibi buna ilave olarak çok daha vahim
insanlık trajedileri eklendi.
Özellikle 11 Eylül 2001
yılında Amerika’daki ikiz kuleler için tezgâhlanan saldırı sonrası mevcutlara ilaveten
çok sayıda yeni terör odaklarının mantar gibi ortaya çıkmasına bir milat oldu.
Mevcutlar gücüne güç
katarken birçok İslam ülkesinde özellikle MENA diye anılan Ortadoğu ve Kuzey
Afrika bölgesinde birçok terör örgütü doğdu.
Terör bilindiği gibi günümüzde
emperyalistlerin hedeflerine ulaşmaları, kendileri adına sıfır kayıpla hain
emellerine ermeleri için kullanılan en iğrenç ve alabildiğine en acımasız bir
savaş metodu.
Kimileri buna ırkçılık
üzerinden, kimileri ise İslam üzerinden alet oldu ki uzaktan yakından İslamiyet’le
ilgisi yok!
Suni olarak ortaya atılan
bir takım hak yoksunluğu argümanıyla terör gerek ülkemizde ve gerekse birçok İslam
ülkesinde en acımasız bir şekilde boy gösterdi ve göstermeye devam ediyor.
Dünyaya baktığımızda başka
hiçbir, Müslüman olmayan ülkede terör olaylarını görmek mümkün değil.
Neden terör hep İslam
ülkelerini seçmiş bulunuyor?
Müslümanlar gerek terör veya benzi komplo teorilerinin sahiplendikleri bu yüce değerle hiç ilgisi olmadığını bilmiyorlar mı?
Bunun nedeni sosyolojik
mi, etnik mi, din kaynaklı mı ya da kalkınma ve ekonomik eksiklikten mi ileri geliyor?
Aslında hiç biri değil!
Ülkemiz terör olaylarıyla
uzun yıllar birlikte olmuş ve tecrübesi çok!
Gerektiğinde bitmez
denilen, canilikte zirve yapmış bu insanlık dışı olayların bir anda, bir gecede
bittiğini biliyoruz.
Biliyoruz ki bu ülkenin
ekmeğini yediği suyunu içtiği topraklarda beslenen, fakat buna karşılık en ceberut
düşmanın bile yapmadığı hainliği yapanlar (bu işin hangi kısmında bulunursa
bulunsun) birtakım kelime oyunlarıyla bu çirkin olayın bir tarafında yer
alıyorlar.
Bakın dünyaya ülkesini
kollama ve koruma görevini üstlenmiş güvenlik görevlilerine karşı hangi ülkenin
insanı kendi askerine, polisine en hain ve en iğrenç bir şeklide ölüm planları
hazırlayıp uyguluyor?
Bunları kullanan
emperyalistler zamanı geldiğinde hiç acımadan bu hainlerin işlerini
bitireceğini biliyoruz.
Zaman zaman gidip akıl alıyorlar
ya, işte bu ağababaları, aklı hocaları işlerinin tamamlanmasına bakıyorlar,
yoksa bunların karakaş ve gözlerine meraklı değiller.
Şimdi bilindiği gibi
içinde bulunduğumuz Eylül ayında bütün ülkelerin devlet ya da hükümet
başkanları BM’nin 70. Genel kuruluna katılacaklar.
Bu insanların bu
toplantıya bugün insanlığın içine düştüğü bu insanlık dramını sembolize edecek
bir objeyle bu kurulda konuşma yapmaları çok anlamlı olacak.
Bütün dünyanın bu iğrenç
katliamlara dikkatini çekmek için genel kurul salonuna yakalarına takacakları
bu iğrençlikleri sembolize edecek bir resimle (eğer yasal olarak bir sakıncası
yoksa) girmeleri çok etkili olacaktır.
Bu resim geçen gün
kıyılarımıza vuran ölmüş bir çocuğun resmi olabilir!
Her gün dünyaya sözde
insanlık dersi verenlerin eğer yüzlerinde kızaracak bir insanlık duygusu
taşıyorlarsa belki biraz kızarır, renk verirler.
Dünyayı bu hale getiren
5+1 belki biraz merhamete gelir, belki dünyayı terörle yönetme yerine o sahip
çıktıkları değerlere gerçek manada sahip çıkarak yönetmeyi tercih ederler!