Emperyalistlerin en güçlü silahı terör eylemleridir, güçlü olduğu
kadar ne kolay olanı.
Hedefleri tuzağa düşürdükleri kişiler vasıtasıyla çirkin emellerini masum
insanlar üzerinden gerçekleştirmektir.
Öncelikle beyin yıkama sürecinden geçtikten, vicdani duygular
dumura uğratıldıktan sonra insanlıktan çıkmış, eldeki malzeme bir ölüm
makinesine dönüşmüştür.
Budur terörün tek gayesi, iradelerini teslim ettikleri sömürü
düzeninin bir oyuncağı olduktan sonra, sıra bir robot gibi kullanılmaya
gelmiştir…
Çok sayıda insanımız bu uğurda hayatını yitirmiş ve geride bağrı
yanık yakınlarını bırakmıştır.
Bu işin acı ve hüzün veren tarafı, fakat bir gerçek daha var ki
o da terörist eylemlerin çok şükür o hain ve çirkin emellerine ulaşamamış ve
ulaşamayacak olmasıdır.
Ülkemiz sadece terör konusunda değil, her konuda engin
tecrübelere sahip bir ülkedir.
Devlet yönetiminde çok büyük tecrübelere sahiptir, ülkemiz
birkaç asırlık devlet değil onlarca asırlık tarihi bir mirasa sahiptir.
Bu bakımdan devlet yönetimindeki geçmiş tecrübeleri geleceğine
ışık tutacaktır…
Ülkemiz hassas bir dönemden geçiyor.
Bir yandan genel seçimler yaklaşırken, diğer taraftan hayati bir
konu olan ve mutlaka olumlu bir şekilde sonuçlanması gereken bir süreç içinde bulunuyor.
Elbette ki zor bir süreçtir şu veya bu şekilde baltalamak
isteyenler çıkacaktır.
Sayın Cumhurbaşkanımızın başbakanlığı döneminde konun önemine
atfen söylemiş olduğu ülkenin birlik ve beraberliği için "gerekirse baldıran
zehri dahi olsa içeriz” ifadesi gelişi güzel söylenmiş bir söz olmayıp, bu işin
mana ve önemini belirten bir ifade olduğu anlaşılmaktadır...
Ülkemiz güçlenmeye yüz tuttuğu zaman karıştırmak isteyenlerin
olduğu bilinen bir gerçek.
Çeşitli maskeler altında özellikle dış unsurların, gazetecilik
kisvesi veya başka unvanlar altında hain emellerine ulaşmayı amaçladıkları bilinen bir başka husus.
Yabancı istihbarat örgütleri bu kanalları kullanarak amaçlarına
ulaşmak isteyeceklerdir.
Bu fark edilince de gazetecilik maskesine, dokunulmazlığına
sığınacaklardır.
Demokrasi ve özgürlük dış güçlerin kendi çirkin emelleri için
kullandıkları en güçlü silahlarıdır.
Bu kavramları kullanarak hedef saptırmada mahir oldukları da bilinen bir gerçek.
Bir atasözümüz var; “Su uyur, düşman
uyumaz”…
Terör konusunda ne kadar donanımlı, ne kadar eğitimli ve
tecrübeli olursanız olun hiç hata, hiç rehavet kabul etmiyor.
Çünkü karşı taraf sürekli her türlü istismarı yapmak, her
türlü boşluğu ve açığı kullanmakta uzmanlaşmıştır.
Aynen son sürat yol alan arabayı kullanan kişiye benzer ki bir
anlık gaflet hayatına mal olabilir!
Genel seçimlerin yaklaştığı bir zaman dilimi içinde olduğumuz şu
günlerde Ak Partiyi yıpratmak için bu tür teşebbüsler boy gösterebilir...
Ülkemiz sadece kendisi için değil, hem bulunduğu bölge ve
hem de İslam dünyası için çok önemli bir ülke.