Batı dünyası güvenirliğini her fırsatta
izhar ediyor. Sürekli, işine gelmediği durumları tenkit etmeyi ve yol gösterici
olmayı kendine görev addetmiş.
Kendini hep akıllı, karşısındakini bu
melekeden yoksun sayma garabetine düşmüştür.
Sureti haktan görüntüsü verme rolünü
artık oynayamıyor.
Özünü son yıllarda içine düştüğü
çelişkili durum ve açıklamalarla net bir şekilde göstermiştir.
İster istemez bu çelişkili durumunu
ortaya çıkarmak mecburiyetinde kalmış ve artık gerçek yüzünü maskeleyecek bir
bahanesi kalmamıştır.
Geçmişte yeryüzünün bu kadar çok ve
yoğun bir şekilde insanlık dramına sahne olduğu bir dönem belki de
görülmemiştir.
Bugün insanlığın içine düştüğü bu
sorumsuzluk ve vahşet durumu herhalde cahiliye dönemini ve de ortaçağ
karanlığının yaşandığı dönemleri geride bırakacak seviyeye ulaşmıştır.
Şimdi batı dünyası ve onların
temsilcileri bugün yeryüzünün değişik bölgelerinde özellikle ve ağırlıklı
olarak İslam dünyasında yaşanan vahşet ve zulüm seanslarını görmezden gelip,
işine gelmediği ve zulmünü daha da artırmak ve yaymak için haktan ve adaletten
bahsederek kendini çok temiz ve masum gösteremeye çalışıyor.
Karşısındakini ise yeryüzünde yaşanan
vahşet sahnelerini bilmediğini sanarak, aldatma yollarına başvuruyor.
Sözde insanlık damarı depreşiyor,
insan hakları ve hukukun üstünlüğü gibi o bilenen, laftan öteye geçmeyen
söylemlerin arkasına sığınarak tepki gösteriyor.
Artık bu anlamsız ve yersiz tepkiler
hükmünü yitirmiş, yaşanan canlı vahşet karşısında kendi değerlerini lağv
etmiştir.
Vahşetin yaşandığı durum ve
yerlerde sesini çıkarmayıp çok daha basit meselelerde ya da yakma yıkma
olaylarında sureti haktan görünmeye çalışılırsa bu samimi olmayışın, haktan ve
haklıdan yana olmayışın göstergesi olur.
Dört senedir Suriye’de yapılmadık
vahşet ve işkence kalmamışken, bugün insanlığın sahip çıktığı bütün değerlerin
ayaklar altına alındığı yerlerde dil yutulurken, çok daha basit ve telafisi
mümkün olan durumlarda hemen endişe etmek ise söz konusu değerleri istismar
etmekten başka bir mana taşımamaktadır.
Önce vahşetin yaşandığı yerlerde
haktan ve mazlumdan yana samimi bir tavır al ve bunu somut bir şekilde göster
de ondan sonra belki inandırıcı olursun.
Afganistan’da, Pakistan’da,
Filistin’de, Suriye’de, Myanmar’da, Afrika’da yaşanan katliamlar insanlık
bekliyor, samimiyet bekliyor.
Buralarda yaşananlara karşı samimi bir
tepki gösterilmeyi bekliyor.
Güvenlik Konseyini toplayarak alınacak
samimi kararla bir günde bu vahşetin yaşandığı yerlerde sükûnetin tesis edilmesini
bekliyor.
Vahşetler karşısında susmayı tercih
ederken, basit olaylar karşısında sureti haktan görünmenin sirkati söylemekten, samimiyetsizliği
izhar etmekten hiç farkı yok.