Tarımın yeşil moduna entegrasyonuyla teknolojilerin ve bunları uygulamanın
dışlanması beklenmiyor.
Eğer bir teknoloji çiftçiler için verimliliği geliştirmek için
çalışıyor ve toplum zararına sebep olmuyorsa, bu takdirde çabaların büyük bir
bölümünü oluşturmuş olacağı düşünülüyor.
Sürdürülebilir tarım için resmi bir tanım bulunmuyor. Ancak FAO
tarafından yapılan tanıma göre (2002):
“Çevresel kaliteyi sürdürüp artırmak, gelecek nesiller için tabii kaynakları korumak ve insan ihtiyaçlarını karşılayacak tarım kaynaklarının başarılı yönetimi”, şeklinde açıklanıyor. (GreenEconomicReport UNEP 2011b)
Ekosistem hizmetlerini ve gıda teminini sürdürülebilir bir temel
üzerine oturturken, çiftlik verimliliği ve karlılığını sürdürmek ve artırmak
hedefleniyor.
Toprak erozyonu, inorganik tarım kimyasal kirliliği ve tarımsal
sera gazı emisyonları gibi negatif dışsallıkları azaltmak ve toprak
verimliliğini, su, hava ve biyolojik çeşitliliği, hayvan ve bitki-genetik
çeşitlilik dahil ekolojik kaynakları yeniden inşa etmek, yeşil tarımın
hedeflerini oluşturuyor.
Tabii olarak ve sürdürülebilir üretilen besin maddesi girdilerinin
artan kullanımı ile toprak verimliliğini artırmak ve onarmak, çeşitlenmiş bitki
rotasyonunu, hayvan ve bitki entegrasyonunu sağlamak hedefleniyor.
Toprağı koruyucu bitki kültür teknikleri ve minimum sürüm
uygulanması ile su kullanımının etkinliğini geliştirmek ve toprak erozyonunu
azaltmak yeşil tarım paradigmalarını oluşturuyor.
Sınırlı işlenebilir arazi ve yetersiz su
Toplam arazi alanının üçte birinden fazlası tarımda kullanılıyor.
Sulu tarım alanı işlenen toprağın yüzde 20’sine karşılık gelirken
küresel gıda tüketiminin yüzde kırkını karşılıyor (FAO 2016).
Küresel olarak mevcut işlenen arazinin tarımsal verimliliği aşırı değişkenlik
gösteriyor. Gelişmiş ülkelerde bitki verimleri genellikle çoğu gelişmekte olan
ülkelerden açık ara daha fazla oluyor.
https://ourworldindata.org/land-use-in-agriculture/
Bu verimlilik farklılıkları gübreleme, haşere ilacı ve yabani ot
ilaçlarının kullanımı; yetiştirilen bitki türlerinin kalitesi ve tohumlar; suya
erişim; çiftçilerin eğitimi ve bilgiye erişim, kredi ve risk sigortası ve tarım
mekanizasyon derecesi, tabii toprak verimlilik seviyeleri gibi hususlardan
kaynaklanıyor…
Şehirleşme hız kazandıkça şehir çevresindeki işlenebilir verimli
arazinin hızlı bir şekilde iskân ve ticari yapılaşmaya dönüşmesi sektör adına
olumsuz bir gelişme oluyor.
Ayrıca aşırı otlatma ve uzun kuraklık dönemlerinin, kurak ve yarı
kurak bölgelerde çölleşmeyi hızlandıracağı endişesi var.
Tarımın egemen formu olan yağışla beslenen çiftlik sistemlerinden
bu yana, dünyanın çoğu alanlarında yaşanan tarihi yağış örneklerinin artan
düzensizliği ise yine endişe verici bir durum olarak görülüyor.