Tarım için daha aşırı zorluklara gelince; iklim değişikliği, küresel gıda sistemleri ve kırsal kesimin
geçimleri üzerine baskı ve çok yönlü zorluklar oluşturuyor. İklimdeki bu
değişim gıda verimliliği ve üretimde azalma eğilimi gösteriyor ve kırılgan gıda
üretim sistemlerine bir baskı tabakası ekliyor…
İklim değişikliğinin olumsuz etkilerine ilaveten, bu zorluklar aynı zamanda
diyetlerde et ve et ürünlerine olan taleplerin artması ve sınırlı tabii
kaynaklara bağımlı olan dünya nüfusunun büyümesini kapsıyor…
Tabii ve insan kaynaklı felaketlerin çoğu iklim değişikliğinin
bir neticesi olarak gösteriliyor.
Aynı zamanda, bu olayların meydana gelmesinde sıklık ve
etkisinde artışlar görülüyor.
Birleşmiş
Milletler gıda tarım örgütü (FAO), gıda güvensizliği ile mücadele edecek bir eylem
planı başlattı. Planın amacının, tarımda su kaynaklarını daha iyi yönetmek ve
su israfını azaltmayı hedefliyor…
İnisiyatif, “Su
kıtlığı ile başa çıkma: tarım ve gıda güvenliği için bir eylem çerçevesi”
başlığını taşıyor. Bu maksatla sulama şemalarını modernize etmek, yeniden
kazanım ve atık suları yeniden kullanmak, su kirlenmesini azaltacak
mekanizmalar ve çiftliklerde yağmur suyunu depolamayı öngören eylem planı
kuraklıkla ilişkili riskleri azaltmayı ihtiva ediyor...
BM Gıda ve Tarım
Örgütüne (FAO) göre, kuraklık dünyanın bazı yerlerinde küresel tahıl üretimini
olumsuz etkiliyor ve bunun neticesi olarak 2007 yılından beri bu olumsuz durum her yıl gıda
fiyatlarının yükselmesine neden oluyor.
Bu durum gıda
zinciri boyunca suyun daha iyi yönetilmesi yoluna odaklanmayı gerektiriyor. FAO
konuyla ilgili açıklamasında, su kıtlığı ve kirliliğin küresel ölçüde büyüyen
bir tehdit olarak pozisyon aldığı endişesini dile getiriyor.
Ayrıca dünyanın
gıda üretiminde suyun kullanıldığı yolları değiştirecek büyük bir potansiyele
sahip olduğu hatırlatılıyor. Dünyanın gıdaya yönelik büyüyen talebini
karşılamak, suyu muhafaza edecek gıda üretim metotları ve akıllıca kullanmanın
önemi üzerinde duruluyor. Su israfını azaltmak sürdürülebilir gıda üretimi için
önem taşıyor…
Kuraklık, taşkınlar ve kasırgalar, okyanus asitleşmesi ve
yükselen deniz suyu seviyesi insan hayatını riske atıyor.
Geçim şartları, aynı zamanda bitkiler, hayvan besisi ve balık
avlanma altyapısı artan bir şekilde tehlikeye giriyor.
Sulama sistemleri ve hayvan barınma alanları tahrip oluyor.
Açlığın olmadığı bir dünya hedefini benimseyen Gıda ve Tarım
Organizasyonu (FAO) bu vizyonu başarmak için gıda güvenliği ve beslenme
üzerindeki iklim değişikliğini azaltacak genişletilmiş bir hareketi gerekli
görüyor.