Baba Bush diye bilinen ABD’nin 41. Başkanı George HW Bush 94 yaşında vefat etti.
Arkasından övgüler yağdırılıyor.
İkinci dünya savaşı duayeni olarak bilinen George Bush’un nazik, hoşgörülü muhafazakarlığı desteklediği ve Sovyetlerin dağılmasına yardımıcı olan politikalarıyla biliniyor.
Bush’un görev gelmesinin ardından meydana gelen uluslararası boyuttaki önmeli olaylara gelince; Çin’in Tiananmen Meydanında demokrasi yanlısı yüzlerce aktivistin öldürülmesi;
28 yıllık Berlin Duvarının yıkılması; Sovyetler Birliğinin 25 aralık 1991 yılında çözülmesi...
Bunu onlarca yıl baskı ve zulümden kurtulan Rus halkı ve çoğunluğunu Türki cumhuriyetlerinin oluşturduğu esir milletlerin bağımsızlığını ilan etmesi izledi.
Bush yine soğuk savaşın ve nükleer silah yarışının sona ermesindeki rolüyle biliniyor.
ABD'nin 41. başkanı ülkesini ve dünyayı soğuk savaşın huzurlu ve muzaffer bir sonucuna götürmedeki rehberliği ile övülüyor...
Bunlar Bush'un olumlu yönleri.
Ancak 1990 yılında dönemin Irak devlet başkanının Kuveyt’i işgal etmesi üzerine sözde hak ve hukuk adına yaptığı işgal hareketi o tarihten bugüne sadece Irak’ta değil, bölgede telafisi mümkün olmayan yaralar açmış bulunuyor.
Dönemin Irak devlet başkanını oyuna getirip Kuveyt’i işgale yeltenmesi ABD ve koalisyon güçlerine bölgeyi işgal etmeleri için bahane olmuştu.
1990 tarihinden beri Irak’ta istikrar olmadığı gibi bu istikrarsızlık ortadoğuda bir çok ülkeye de sirayet etti.
Baba Bush’un açtığı yarayı oğul Bush iyice derinleştirmek için işgal politikasını sürdürdü.
1991 yılında Irak’a koalisyon güçleriyle savaş açması ve arkasından oğul Bush’un 2003 mart ayında mantık dışı ve akıl almaz bahaneler ileri sürerek işgali sürdürmesi neticesinde Irak huzur ve istikrara kavuşmadı.
Saddam'ın asılması ise uluslararası hukuk kuralına uygun mu? Bu da akıllarda soru işareti oluşturuyor.
Koalisyon güçlerinin Iraklı savunmasız insanlara yaptığı işkence ve ölüm olayları ise uluslararası boyutta ayrı bir soruşturma dosyası olmalı.
Irak'ta yapılan hak ve hukuk ihlalleri sonrasında Arap Baharı aldatmacasıyla Kuzey Afrika ve Ortadoğuda demokratik hakların elde edilmesi için başlatılan toplumsal ayaklanmalar bölgedeki birçok ülkede huzur bırakmadığı gibi insanlık adına telafisi mümkün olmayacak derin yaralar açtı...
Baba Bush ve ekibinin, sonrasında oğul Bush’un devam ettirdiği zulüm bugün bölge ülkelerinde milyonlarca insanın ölümüne, milyonlarca insanın ülkesini terk etmesine, milyonlarca insanın sakat, evsiz, yurtsuz, işsiz kalmasına ortam hazırladığı gibi aynı zamanda milyonlarca insanın yakınlarını kaybetmesine neden oldu.
Durum açıkca ortada; Irak’la başlayan temel insan hak ihlalleri, bugün Suriye’de, Yemen’de, Libya’da, Mısır’da, Afganistan’da devam ediyor.
Temel insan haklarının alabildiğine ihlal edildiği ülkelerin işgal edilmesine ortamı hazırlayan baba Bush batı basınında övgüyle anılırken milyonlarca mazlumun uğradığı haksızlıklar ve kayıplardan hiç bahsedilmiyor.
Bölgede açtığı zulmet yolu kapanmadığı gibi yaklaşık 30 yıldır katlanarak devam ediyor.
İşte vahşi batı anlayışı bu olsa gerek.