Dünya
İnsani Zirvesi 23-24 Mayıs’ta İstanbul’da düzenlenerek II. Dünya savaşından
beri dünyanın şahit olduğu, insanlığın çektiği en yüksek seviyeli sıkıntılar
tartışılacak. Daha doğrusu insani değerlerin ayak altına alındığı bir dönemin
tartışılması ve onarılması gündemde yer alacak.
Küresel
olarak çeşitli şekillerde zulüm gören milyonlarca insanın daramı zirvenin
konusu olacak.
Devlet
ve hükümet başkanları, hükümet dışı organizasyon temsilcileri zirveye
katılacak.
Açıklamalara
göre, zirve mağdur insanların durumunu tartışırken çözüm için fikir alışverişine
de sahne olacak. Ülkemizin bu husustaki önerileri belki kabul görür, gerek terör
ve gerekse bölgemizde yaşanan haksızlıkların sona erdirilmesi için...
Zirveye
5000 kişinin katılımı bekleniyor.
Zirvede
insan hakları organizasyonları ve özel sektör de yer alacak.
Gerek
savaşlar ve gerekse tabii afetler nedeniyle mağdur duruma düşen insanların
durumu zirvenin tartışma konuları arasında yer alıyor.
Dünyada
mevcut olan insani meselelere bakıldığında, bir milyar civarında insan açlıkla
karşı karşıya bulunuyor.
İçme
ve kullanma su yetersizliği, sanitasyon yetersizliği özellikle Afrika
ülkelerinde etkisini sürdürüyor. Terör ve ülke içi çatışmalardan ileri gelen
göçmen ve mülteci sorunu bir başka önemli küresel sorun olarak çözüm bekliyor.
Çoğunluğu
İslam ülkeleri olmak üzere terör çağımızın önde gelen tehdit unsuru ve
acımasızlığını uzun yıllardır sürdürüyor.
Tabii
afetlerin sebep olduğu insani ve ekonomik maliyet yükseliyor. İklim değişikliği,
adil olmayan durumlar, ihtilaflar, yoksulluk nedeniyle çok sayıda insanın
hayatı riske atılıyor ve küresel insani sistemin tehdit altında oluşu zirvenin
bir başka gündemi olacak.
Zirve
daha güvenli ve daha insani bir dünya oluşturmayı amaçlıyor.
Krizden
etkilenen topluluklar toplantıda bulunacaklar
Zirve
sürdürülebilir gelişme için 2030 gündemini inşa edecek ve yoksulluğu
sonlandırmak için küresel taahhütte bulunacak.
Krizden
etkilenen milyonlarca insanın saygınlığını sağlamak zirvenin bir başka maddesi.
Ağırlıklı
olarak üzerinde durulması gereken husus ise insanlıkla bağdaşmayan milyonlarca
insanın maruz bırakıldığı acıların sona erdirilmesi…
Bunun
için bütün dünya liderlerinin samimi olarak bu insani konuya sahip çıkmalarını
istemek insanlığın haklı talebi olacak.
Özellikle
bölgemizde ve yakın çevremizde yıllardır yaşanan katliamların durdurulması için
yapılması gerekenin samimi bir şekilde ele alınması ve sonuca götürecek uygulamaların
hayata geçirilmesi...
Suriye’de
altı yıldır bir katliam yaşanıyor, yüzbinlerce masum insan, sırf bir insanın
şahsi ihtirasları yüzünden acımasız bir şekilde katledildi bugüne kadar.
Zulmün,
acımasızlığın ve işkencenin sembolü olmuş bir liderin aleyhinde nedense hiçbir
devlet açıkça bir şey söylemiyor.
Bu
yapılmadığı, bu zalim ve destek verenler ciddi bir şekilde kınanmadığı gibi,
bir şekilde korunuyor.
Bu da
uluslararası toplumun konuya olan duyarsızlığından ve samimiyetsizliğinden ileri
geliyor.
BM’nin
5+1 üyeleri önemli bir insani konuyu istismar ediyor.
Suriyeli
zalim liderin uluslararası hukuk nezdinde işlemediği suç kalmadığı ayan beyan
ortadadır.
Bugüne
kadar uluslararası hukuk ve uluslararası ceza mahkemesi bunları görmezden
gelmiştir.
Toplantıya
katılan ülkelerin hukuka ve insan haklarına saygınlığı varsa ve bu değerleri
savunuyorlarsa, gerek Suriye ve gerekse bu tür insanlık dışı muamelelere maruz
kalan diğer ülkelerdeki haksızlıkları dile getirip, çözüm yolunu
göstermelidirler.
O zaman
zirve amacına ulaşmış ve netice alınması yolunda ciddi adımlar atılmış olur.
Yoksa
gerek BM ve gerekse diğer insani kuruluşların varlıkları da savundukları
değerler de bir anlam ifade etmemiş olacaktır. BM’nin mevcut statüsü, ömrünü
tamamlamış olması ve söz konusu insani sıkıntılar karşısında çaresiz kalışı
da gündeme getirilmelidir.
Suriye’de
yaşanan insanlık dramına sebep olarak başka gerekçeler arama, soruna çözüm
yerine çözümsüzlük getirecektir.
Yani
altı yıldır bu ülkede bütün dünyanın gözleri önünde yaşanan ve gerçek müsebbibi
bilinmesine rağmen, bu fiili durum saklanıp, suçluyu başka yerde arama
çabası çözüm için samimi bir duruş olmuyor!