Terör kısaca çevrede
ezici bir korku ve endişe hissi oluşturmak şeklinde tarif ediliyor.
Terörizm kelimesi
Fransızca bir kelime ve 1793-1794 yıllarında Fransa’da görüldüğü kaydediliyor.
Fransızcada terörizm
kelimesi Latince korkutmak anlamına gelen ‘terreo’ kelimesinden türetilmiş.
Terörizmin farklı
türlerinin olduğu ifade ediliyor.
Terör olaylarının
özellikle İslam’a atfedilmesi Filistinlilerin işgalci İsrail devletine karşı
kendi topraklarını savunmak için kurdukları bir nevi askeri birliklerle olmuş.
Filistinliler haklı olarak savunmalarını yapmak için oluşturdukları savunma
metotlarında bugüne kadar başarılı olamadıkları, çok sayıda savunmasız, masum
vatandaşını acımasız bir şekilde kaybettiği gibi toprakları da ellerinden
alınmış.
Birleşmiş Milletler ise
her defasında Filistinlilerin maruz kaldığı insanlık dışı muameleye sadece
basit bir kınamayla karşılık vermiş, bugüne kadar bir geçiştirme politikası
uygulamış.
Asırlarca yaşadıkları kendi
topraklarında birer mülteci durumuna düşürülen Filistinlilerin bu savunma
şeklinin İslam âleminin bir yafta ile özdeşleşmesine yol açmış, bu da karşı
tarafın maksatlı bir planı mı sorusunu akla getiriyor.
Filistinliler haklı
davalarındaki savunmalarını kurumsal bir yapı oluşturarak yapabilirlerdi.
Filistin’in karşılaştığı
bu durum ise sömürü çevreleri için ilham kaynağı olmuş.
Komplolar planlayarak
bütün İslam dünyasını terörist akımlarla çökertme girişimleri başlatmışlar.
Bu komplonun en bariz ve
en çarpıcı örneği Amerika’daki 11 Eylül saldırısının Müslümanlar tarafından
yapılma iddiası bütün Müslümanları töhmet altında bırakmış.
Tamamen aydınlatılmamış
bu olaydan sonra Müslüman ülkeler hedef haline gelmiş her biri potansiyel bir
tehdit olarak gösterilmiş.
Şimdi bölgemizde yaşanan
terör olayları, iç savaşlar, katliamlar bu olaydan sonra giderek artış
göstermiş.
Özellikle son yıllarda
birçok İslam ülkesinde mantar biter gibi terör örgütlerinin kurulması bu kötü
ilhamdan kaynaklanmış.
Tabi, öncelikle bu işe
uygun piyonların varlığı terörün de sürdürülebilir bir vaka olmasına neden
olmuş.
Terör örgütüne eleman
kazandırmak yalan ve yanlış propaganda unsuru önemli rol oynuyor.
Eleman açısından
güçlenmek için önemli olan kandırılmış kişileri örgütün içine çekmekten
geçiyor. Bir kez o çemberin içine çekildikten sonra örgüt açısından gerisi
kolaylaşırken, örgüte giren aldatılmışlar için ise işin zor kısmı başlamış
oluyor.
Terörde iki seçenek var
ikisi de ölüme gidiyor. Ya ölecek ya da masum insanları öldürecek.
Ya söylenilenleri
acımasızca yapacak ya da canından olacak. Terör ölmek ve öldürmek üzerine
kurulmuş bir denklem.
Bu husus terörün
piyonları için geçerli. Üst düzey piyonlar, sözde yönetim kadrosunda bulunanlar
ve sözde yasal sınırlar içinde kalan uzantıları için ise belli bir süre için
geçerli.
Terörün en bilinen
özelliklerinden biri de er veya geç bütün unsurlarını kendi sistemi içinde şu
veya bu şekilde bitirmesidir…
Terörün ve teröristin
oluşmasında nelerin rol oynadığı hususunda her ferde çok önemli görevler
düşüyor. Toplumsal bozulmamı, kişisel bozulmamı, ahlaki bozulmamı, bir toplum
olmanın ve bir milletin varlığının sürdürülmesi için temel değerlerin erozyona
uğratılması mı, sistemde bulunan boşluklar mı, aksaklıkları mı, eğitim ve
öğretimin eksiklikleri mi, ailedeki eğitimin yanlışlıkları mı veya bunların haricinde
başka etkenler mi, üzerinde durulması ve giderilmesi gereken hususlar...
Özellikle neden bu
melanet sadece ağırlıklı olarak İslam toplumlarında zuhur ediyor; İslamiyet adına bilinmesi gereken temel değerlerin eksikliğinden mi,
yanlış öğretilmesinden mi? Bu husus üzerinde durulması gereken hayati konular...