Türkiye emperyalistlerin
hedefinde, bu acı gerçeği unutmamak gerekiyor.
Ülkemiz bu saldırıları
geçmişte yaşamış ve hala da yaşamaya devam etmektedir.
Türkiye bu hususta da çok
tecrübeli, başkalarına ders verecek kadar da bilgi ve tecrübesi var.
Geçmişte bunun yaşanmış
örnekleri var…
Ak Partinin 1 Kasım
zaferi sonrasında ingiliz BBC haber kanalı seçim yorumunu maksatlı bir şekilde
yapmıştı.
Ak Partinin seçimi
kazanmış olduğunu belirtirken, fakat bundan sonra önemli zorluklarla
karşılaşacağını haberinde belirtmişti.
Ne yazık ki Ankara’da
biri seçim öncesi ve ikisi seçim sonrası olmak üzere iki önemli patlama meydana
geldi.
Şimdi bbc bu açıklamasını
yaparken kast etmiş olduğu zorluklar bu ve muhtemel benzeri olaylar mıdır? sorusunu akla getiriyor!
İngiliz haber kanalının
bu yorumu yapması bir tesadüf değildi.
Sanki önceden planlanmış
ülkemize yönelik bu hainlikleri ima etmekten başka bir şeyin olmadığının bir
nişanesi gibi bir algı ortada.
Her fırsatta özellikle Ak
partinin iktidara geldiği günden beri karalama kampanyasını sürdürdüğü, hemen
hemen her haberinde bu hususa vurgu yaptığı gözden kaçmıyor.
Özellikle gezi
olaylarında gezici güruhunu yalan yanlış haberlerle gündemde tuttuğu da
zihinlerden silinmedi.
Biliyoruz ki Ak parti
iktidara geldikten sonra o tarihten bugüne ülkemiz çok önemli bir değişim
sürecine girmiş.
Bu ekonomi ve kalkınma
anlamında olduğu gibi, ülkemizin uluslar arası bağlamında da köklü
değişikliklere sahne olduğunu biliyoruz.
Sayın Cumhurbaşkanımızın
ifadesiyle “artık gündemi belirlenen
değil, gündem belirleyen bir ülke var”. Hızlı bir şekilde kalkınan, dev
projeleri hayata geçiren bir ülke var.
Sömürüyü kabul etmeyen, insan haklarını savunan, mazlumları
koruyan bir siyasi irade var.
Ak Partinin iktidara gelişiyle sömürü düzenine karşı duran bir
ülke var.
Ne pahasına olursa olsun bağımsızlığına toz kondurmayacak bir irade
var.
Doğru bildiği yolda dosdoğru ilerleyen kararlı bir irade var!
Bilinen bir gerçek var ki o da bu terör olaylarının piyonları
ister birinci kademede, ister işin son kademesinde, yani menfur cinayetleri
uygulayan piyonlar olsun hepsi de emperyalistler adına görev yaptığı bir
gerçek.
Bunların hepsi emperyalist dünya güçlerinin uşağıdır.
Hepsinin onların çirkin ve hain emellerinin kuklası ve maşası
olduğu bir gerçek.
Ülkemizdeki herkesin en tabandakinden en
tepedeki fert ve kuruma kadar bu hain geçeğin şuurunda olması gerekmektedir.
Ülkemizde bu ülkenin çoğunluğunun tercihi ve hür iradesiyle
seçilmiş bir cumhurbaşkanı var ve yine % 50 oy çokluğu ile seçilmiş bir hükümet
var.
Bu olayların müsebbibi görünürde herhangi bir terör örgütü
olarak biliniyor.
Aslında bunun gerçek müsebbibi ise dünyada her geçen gün mantar
biter gibi terör örgütü üretilmesine ortam hazırlayan uluslar arası toplumun ve
diğer ilgili kuruluşların bu olaylara bakış açısındaki samimiyetsizlik ve
ciddiyetsizliktir.
Bunların bu yaklaşımıdır ki gerek Suriye’de ve gerekse diğer
bölge ülkelerinde yıllardır devam eden insanlık dramı var.
Ne zaman ki İslam ülkeleri tek yürek ve tek yumruk olursa bu
terör olayları o zaman sona erecektir; o zaman gerek Suriye, Irak ve gerekse
diğer İslam ülkelerindeki istikrarsız durum sona erecektir.