Gıda maddeleri ve bunun temel kaynağı olan tarım ürünlerinin üretimi insanlar için giyim ve barınak yanında en temel ihtiyacı teşkil ediyor.
Birleşmiş Milletler Gıda Tarım Örgütü, FAO’nun son açıkladığı gıda raporu, gıda fiyatlarının kesintisiz olarak yedi aydır yükselişte olduğunu gösteriyor. Rapora göre küresel gıda fiyatları geride bıraktığımız Ocak 2011 ayında zirve yaptı, önümüzdeki aylarda da düşmesinin mümkün olmadığı belirtiliyor. Dünya genelinde gıda fiyatlarının düşmeyeceği eğilimi var.
FAO’nun açıklamasında, ocak ayında aylık değişimleri takip eden ürün sepeti küresel gıda fiyatları ortalama 231 puan oldu ve geçtiğimiz aralık ayına göre yüzde 3.4 daha yüksek bulundu. Bu rakam gıda fiyatlarının ölçümünün başladığı 1990 yılına göre en yüksek seviye olarak tespit edildi.
Açıklama et fiyatları hariç bütün ürün gruplarının fiyatlarının yükseldiğini gösteriyor.
FAO uzmanları, yeni rakamların açıkça dünya gıda fiyatlarında yukarı yönlü baskının düşmeyeceğini gösterdiğini, bu yüksek fiyatların muhtemelen önümüzdeki aylarda devam edeceğini söylüyor.
Yüksek gıda fiyatları özellikle gıda ithalatını finanse etmede problemle karşılaşabilen düşük gelirli gıda açığı olan ülkeler için büyük endişe oluşturuyor ve bu endişe aynı zamanda gelirlerinin büyük kısmını gıdaya harcayan fakir hane halkı için de geçerli. Özellikle geri kalmış ülkelerde günde 1 – 2 dolarlık kazançla geçimlerini sağlamaya çalışan en düşük gelir gurubu için daha büyük yük getirmiş olacak.
İnsanların harcamalarının öncelikli ve önemli olanını gıda harcamaları oluşturuyor.
Bu nedenle nüfus artışı, kaynakların kirlenmesi ve yanlış kullanılması ve azalma eğilimine girmiş olması gıda maddelerinin temel kaynağı olan tarımsal üretimi baskı altında tutuyor. Artan nüfusu beslemek için daha fazla tarım ve gıda üretimine ihtiyaç duyulacak. Bu ise daha fazla tarım toprağı ve sulama suyunu gerektirecek. Bunların yanında, tarımsal üretimin bir diğer stratejik öneme haiz bileşeni ise ihtiyacı karşılayacak tohum üretimi. Bir başka önemli etken ise tarımsal üretimin uygun iklim şartlarını gerektiriyor olması.
Ülkemizin bu saydığımız şartlar bakımdan şanslı olması önemini artırıyorken, bu şans ve stratejik önemini koruması ise bu değerleri yerli yerince kullanmasına bağlı olacak.
Su yataklarını, havzalarını ve tarımsal nitelikli toprakları amaç dışı kullanım ve kirlilikten korumak önde gelen hususlar, sürdürülebilir tarımsal üretim için. Unutulmaması gereken önemli bir noktanın ise dünya genelinde özellikle 1 milyara yakın insanın özellikle Afrika ve Asya’da yeterli beslenemediği ve açlıkla mücadele emekte olduğunu hatırdan çıkarmamamız gerekiyor. Yine 1 milyarı aşkın insanın su kıtlığı ve su stresi ile yaşadığını göz ardı etmememiz gerekiyor. Bu nedenle ülke olarak içinde bulunduğumuz değerlerin kıymetini daha iyi kavrayıp ve bu değerleri geleceğe taşımamız açısından ne denli önem arz ettiği hususuna dikkat çekmek gerekiyor. Sürdürülebilirlik için yapılması gerekenin, kaynakların korunması ve gelecek için üretim tahminlerinin yapılması ve belli periyotlarda güncellenmesi, ihtiyacı karşılayacak tarım ve gıda üretiminin temininde kolaylık sağlayacaktır.