7 Ağustos 2010 Cumartesi

Suyun gücü

Beykoz - 2006
Suyun başta insan olmak üzere bütün canlıların yaşantısındaki önemi inkâr edilemez.

Kimyasal formül olarak iki hidrojen ve bir oksijenden meydana gelen ve talebeler tarafından kolayca ezberde tutulan basit bir bileşik.. Şiirlere, türkülere ilham kaynağı olduğu gibi, tarih boyunca topluluklar ve devletlerarasında çatışmalara sebep olmuş, medeniyetlerin kurulma ve yıkılmasında temel faktör olmuş.
21. yüzyılda petrolü sollayarak insanlığın önde gelen kaynağı olacağını sık sık ifade ediliyor. Bunun en önemli sebebi ise yaşlanan dünyamızda temel kaynakların giderek azalması.

Tabiatı oluşturan unsurlardan birinin veya birkaçının yok olması tabii dengeyi bozarak diğerlerinin de sonuna ortam hazırlamakta.

Üzerinde ve içerisinde çok sayıda canlı barındıran ve canlıların yapı taşlarını oluşturan toprak, aynı zamanda suyu da bünyesinde tutuyor. Suyun toprağın bağrında barınmasına çeşitli nedenlerden dolayı engel olunduğunda ise sel olup taşkınları yol açıyor.

Bir bakıma yuvasından edilmiş yaratıklar gibi önüne gelene saldırmakta. Yağmurlar su rezervlerinin oluşması için temel kaynak. Bu kaynakları da en iyi şekilde yönetmek ve değerlendirmek gerekiyor. Büyük şehirlerimiz yağmurlu havalarda endişe ve korkuya kapılmakta. Özellikle sonradan kendiliğinden oluşmuş düzensiz şehirleşmenin olduğu bölgelerde bu endişeli bekleyişin şiddeti daha fazla olmakta.

Şehirciliğin temel esaslarından yoksun olarak oluşmuş bu yerleşim alanları zaman zaman istenmeyen olaylarla karşılaşıyor.

Geride bıraktığımız uzun yıllarda söz konusu yerleşim bölgeleri şehirleşme planının bilimsel esaslarına değil de çarpık yapılaşmanın kurallarına göre inşa edildiği için gerek çevre açısından ve gerekse insan sağlığı ve emniyeti açısından kötü sonuçlar doğurabiliyor.

Son yıllarda şehirleşme anlayışında kentsel değişim adı altında başlayan yeniden yapılanma projeleri başta İstanbul olmak üzere hızlı bir şekilde devam ediyor.

Çeşitli yönlerden uygun olmayan sağlıksız yapının kademeli olarak ortadan kalkması gerek şehircilik estetiği ve gerekse sel tehlikesini ortadan kaldırması açısından da önem taşıyor. Böylece düzenli yapılaşma su ekosistemleri için de önemli düzenlemeyi beraberinde getirmiş olacak.

Modern yaşamın gereklerinden olan içme ve kullanma suyunun yönetimlerin temel görevlerinden olduğu; insan yaşantısında vazgeçilmez olan suyun temini için gereken çalışmaların yapılması önde gelen hizmetler arasında yer almakta.

İnsanlar ve diğer canlılar için hayat kaynağı olması nedeniyle, su yeryüzündeki en önemli sıvı. Hayati öneme sahip ve giderekte bu önemini artıracak. Suyun bu hayati önemi yanında, yer kürenin içinde bulunduğu değişim su kaynaklı olayları da beraberinde getiriyor.

İklim değişikliği ve küresel ısınmanın neticesi olarak dünyada büyük su ilişkili olaylar yaşanıyor. Su olumlu yanı kadar, yıkıcı olaylara da ortam oluşturuyor.

Buna örnek olarak yakın geçmişte yaşanan 2004 yılındaki Okyanus tsunamisini, 2004 ve 2005’de Karaib Adaları, batı Pasifik ve ABD’deki hortumları saymak mümkün.
Son günlerde ise Pakistan’da yaşanan Muson yağmurları binin üzerine insanın hayatına mal olurken, milyonlarca insanı olumsuz etkiledi.

Suyun önemi her geçen gün daha iyi anlaşılır hale gelince, suyu nasıl muhafaza edebiliriz, duyarlı su kullanımı hakkında insanlar nasıl daha iyi eğitilir ve bilgilendirilir konusu önem kazanıyor.

Günümüz şartları, toplulukları suya karşı daha fazla duyarlı ve ekonomik olmalarını zorunlu kılıyor. Suya olan giderek artan talebi karşılamak için ihtiyaç duyulan su arzını sağlamak ve su kaynaklı yıkıcı olayları mümkün oldukça azaltmak için küresel tedbirler almak gerekiyor.

İbrahim E. Küpeli