Yeşil bir ekonomiye geçişte ihtiyaç duyulan hususlar; kötü performansı en iyi performansa dönüştürmek, girdi kaynaklarının sürdürülebilir bir karışımına doğru değişimi, teknolojik verimlilikleri geliştirmek ve suyu daha yüksek değerli kullanımlara yeniden tahsis etmek şeklinde sıralanıyor.
Su yetersizliği konusunda sıkıntıların aşılmasında karşılaşılan engelin yeterli finansman temininin olduğu belirtiliyor.
Problemin üstesinden gelinmesinde gelişmekte olan ve gelişmiş ülkelerin arasındaki farkın yeterli finansa sahip olmaktan ileri geliyor.
Bir diğer önemli husus ise entegre su havza yönetiminin su sıkıntısını gidermede kritik rol oynayacağı düşünülüyor.
Su yönetiminde entegre bir sistem oluşturmak, suyu bileşik kaplar
misali bir kaynaktan diğerine aktarmak şekliyle faydalılık oranını artırmak problemin
çözümünde çare olarak görülüyor.
Bu durum ise gerek su havzaları ve gerekse yerleşim alanları
açısından köklü değişim ve dönüşümlerin uygulamaya alınmasını gerektirecek.
Yağış rejimlerinin düzensizliği ve birkaç aylık yağışın birkaç
günde düşmesi, bu hususta radikal değişimlerin yapılmasını gerektiriyor…
Su, diğer tabii kaynaklardan oldukça farklı bir faydalılık
özelliğine sahip.
Suyun yönetim alanında disiplinler ve topluluklar arasında
işbirliğini gerektiren temel bir problemin var olduğu üzerinde duruluyor.
Tatlı su yetersizliği dünyanın çoğu kısımlarında hâlihazırda kendisini ağır bir şekilde göstermeye başlamış.
Muhtemel su yetersizlikleri çoğu ekonomik faaliyetlerin büyümesini
engelleyebileceği gibi, gıda güvenliği için de ciddi sonuçları olacak bir
senaryo olarak görülüyor.
Su kıtlığına ilaveten tarım alanlarının azalması da aynı şekilde
gıda güvenliği için ciddi etkileri olacak bir senaryo olarak görülüyor.
Araştırmalar ve çalışmalar dikkate alındığında su stresinin
giderek yükseleceği endişesi var.
Devam eden mevcut uygulamaların suyun çekilmesi açısından küresel
arz ve talep arasında sürdürülemez olduğu ve kitlesel bir açığa yol açacağı yönünde
tahminler yapılıyor.
Su ve sanitasyon hizmetlerini sağlamada yetersizliklerin varlığı
kayda değer sosyal maliyetler ve ekonomik yetersizlikleri üretiyor.
İnsanlar su erişimine sahip olamadıkları zaman, büyük miktardaki
gelirleriyle satıcılardan su satın almak için harcama yapmak mecburiyetinde
kalacaklar.
Aynı zamanda bazı bölgelerde kadın ve çocuklar zamanlarının büyük
kısmını su taşımaya hasretmekteler, bu durum özellikle Afrika’da daha yaygın
bulunuyor.
Sanitasyon hizmetleri elverişsiz olduğu durumlar nedeniyle, su
kaynaklı hastalıklar maliyeti yükseltiyor.
Bir başka sıkıntı ise sonraki kullanımlara imkân tanıyacak atık suyu toplama ve işleme tesislerinin yetersiz bulunması...