Her
şeyi olumlu yönde değiştiren suya değer biçilemiyor!
Çünkü
su hayattır, canlılıkla özdeşleşmiş. Suyun olmadığı yerde başta insan olmak
üzere, diğer bütün canlıların hayatlarını sürdürmeleri mümkün değil.
Küresel
iklim değişimi, temiz suya erişim, yeni ve yeniden ortaya çıkan hastalıklar
insanoğlunun bugün yüzleştiği ürkütücü zorluklardan birkaçı olarak
yorumlanıyor…
Geleneksel ekonomik modelin en fazla zarar verdiği ve hayati öneme
haiz tabii kaynaklardan biri de su kaynakları ve su ekosistemleri.
Su
dünyanın en önemli ekonomik, sosyal, çevresel, kültürel, yasal ve politik
konularından biri olarak ön planda yerini koruyor.
Canlıların yaşaması, sürdürülebilirliğin korunması temel tabii
kaynaklara bağlı, su ise bunlardan en önde gelen konumunda bulunuyor!
Su açıkça tarım ve gıda ile kırsal gelişmeyle, sağlıkla, eğitim ve
diğer hususlarla özdeşleşmiş, vazgeçilmez hayati bir nesne olarak dünya
gündemindeki yerini muhafaza ediyor.
21.
yüzyılın en acil küresel konularından biri olarak sürdürülebilirliği sağlayacak
uygun kaliteli suyun yetersiz duruma gelmiş olması endişeyle takip ediliyor.
Konuyu
politik ve yönetimle ele alma açısından yüksek kaliteli bilgiye erişim hayati
önem arz ediyor.
Sahip
olduğu eşsiz özellikleri nedeniyle su en değerli kaynak olarak görülüyor.
Su
tarım faaliyetlerinde vazgeçilmez bir role sahip, böylece gıda güvenliğine ve
yoksulluğun giderilmesine doğrudan katkı sağlıyor.
Hayatın
sürdürülmesi, gıda yetiştirmek, enerji üretmek, çevreyi yönetmek ve iş üretmek
için su ekonomi ve sosyal gelişmenin merkezinde yer buluyor.
Paha
biçilmez bir kaynak olmasının yanında, su bazı durumlarda en tehlikeli bir
vaziyet de alabiliyor.
Taşkınlar,
fırtınalar, kuraklıklar su ilişkili tehlikeleri oluşturuyor ve 10 tabii
felaketin 9’undan sorumlu tutuluyor. İklim değişiminin bu riski artıracağı,
aynı zamanda su temini üzerine büyük stres bırakacağı tahmin ediliyor.