İsrail’in barıştan yana olmadığına işaret Filistinlilerin almış
olduğu olumlu karardı.
Gazze ile ikiye bölünmüş Filistinlilerin bir araya gelmeleri
oldu.
Anlamsız bir şekilde parçalanmış bir Filistin karşı tarafın
işini kolaylaştırmıştı.
Bu oyun bozulunca barış ve uzlaşmadan yana olmayan İsrail
devleti bahanesini bulmuş oldu.
Yan çizmeye başladı.
Bu nedenle uzlaşmayı engellemek için bahaneler aramaya başladı.
Kimin tarafından yapıldığı açık ve net bir şekilde bilinmeyen İsrailli
üç gencin ölümü saldırıların yoğunlaştırılması için önemli bir koz oldu.
Sürekli olarak Gazze’ye hava saldırıları düzenleyerek Filistinlileri
mağdur etmeye evlerini başlarına yıkmaya devam ediyor.
Günümüzde sözde geçerli olan insanlığı ilgilendiren ne varsa
bütün hakları ihlal ederek mazlum ve savunmasız Filistinlileri en temel hakları
olan hayat hakkından mahrum etmeye devam ediyor.
Bu işi 60 yılı aşkın bir süredir sürdürüyor.
Nerde BM, uluslararası toplum ve diğer hak savunucu organizasyonlar
diye sorarsak, bunlar ancak işlerine geldiğinde görevlerini yapmaktalar.
Üç genç muamması yüzünden yüzlerce Filistinli gözaltına alındı,
15-20 gün içinde onun üzerinde Filistinli İsrail güçleri tarafından öldürüldü.
Evleri bombalandı, yerle bir edildi!
Bu insanlık dışı gelişmeleri uluslararası toplumun hiçbir ileri
geleni kınamadı, tenkit etmedi.
Çok iyi organize olmuş İsrail devleti her türlü politik gücü
kullanarak kendini mağdur ve mazlum olarak bütün dünyaya kabul ettirmiş.
Terörist saldırılara maruz kalan Filistinliler ise en ilkel
usullerle kendilerini savunmaya kalkıştı mı terörist damgasını vurarak, “İsrail’in
güveliği tehlikede” yaygarasını kopararak bütün dünyaya kendisini haklı
gösterme rolünü çok iyi oynamakta.
Bu rolünü de çok iyi becermekte.
Fakat dünya kamuoyu da şu soruyu hiç sormamakta;
“Bu topraklar Filistinlilerin kendi öz toprakları, sen bu
toprakları bir taraftan işgal ederken diğer taraftan Filistinlilere her türlü
zulmü uyguladın, öldürdün, evlerini başlarına yıktın ölenler öldü kalanlar ise
başka ülkelere göç etmek zorunda kaldı.”
Bugüne kadar işgal ettiği, yaktığı ve yıktığı toprakları elde
etmekle yetindi mi, hayır; 60 yıldır binlerce Filistinliyi nahak yere öldürdü
yetindi mi hayır.
Bütün bu gelişmelerin verdiği mesaj ise İsrail devletinin barış
yapması, Filistinlilerin bağımsız bir devlet kurmalarına müsaade edilmesinin mümkün
görünmediğidir.
Kendi açısından İsrail devletinin başarısının arkasındaki gerçek
ise her türlü ileri teknolojik silaha ve düzenli bir orduya sahip olması…
Medyayı iyi kullanması, uluslararası medya ve uluslararası
toplumun kesintisiz desteğini alması. Kendisinin sürekli terörist saldırıya
hedef olduğu argümanını iyi kullanması gibi hususlar sayılabilir.
Filistin’e gelince bu saydığımız hususların hiç birine sahip
değil. Bugüne kadar düzenli bir ordusunun olmaması nedeniyle kendisini terörist
olarak yaftalamışlar.
En büyük eksiği ise bölünmüş İslam âleminin desteğini alamamış
olması.
Özellikle petrol zengini Müslüman ülkelerin Filistin davasına
duyarsız kalmış olması, Filistinlilerin mevcut mağduriyetine zemin hazırlamış.