Sapanca - 2009 |
Susuzluktan en çok fakirler etkileniyor. Günümüzde 1 milyar civarında insan güvenli suya ulaşamıyor. Afrika’da suya ulaşmak için kilometrelerce yol kat ediliyor. Bulunan suyun da ne kadar güvenli olduğu ise ayrı bir tartışma konusu.
Canlı varlıkların bünyelerinin büyük kısmı su ile dolu. Bütün canlılar için yaşam destek ünitesi gibi hayati bir role sahip olan suyun fişini çektiğiniz anda hayat son bulacak.
Birleşmiş Milletlerin tahminine göre, çok değil birkaç yıl sonra dünya nüfusunun çoğu şehirlerde yaşıyor olacak. Bu gelişme bir yandan suya olan talebi artırırken, diğer taraftan aynı oranda kirliliği artıracak.
İnsan vücudunun 2/3’ü sudan oluşmakta, aynı oran suyun yeryüzündeki dağılımı için de geçerli; gezegenimizin 2/3’ü suyla kaplı. Bu orana suyun altın oranı demek de mümkün.
Son yıllarda yeryüzünde meydana gelen su kaynaklı felaketler bu oranın bozulmasından mı meydana geliyor; bu oranın bozulduğu yerlerde mi normalin dışında su ilişkili felaket olayları meydana geliyor sorusu araştırmaya değer bir konu.
Dünyada güvenli suya olan ihtiyaç her geçen gün artış gösteriyor. Canlıların hayatlarını sürdürmelerinde belirleyici role sahip olan su, yirmi birinci yüzyılda hayatın her alanında baş role sahip, önde gelen önemli konularından biri olacak.
Su kaynaklarını besleyen sistemlerin çeşitli sebeplerden dolayı azalma trendine girmesi, suyun bulunduğumuz yüzyılın önemli gerilim konularından biri olacağı yönündeki görüşlere haklılık kazandırıyor.
Bu konuda ulusal ve uluslararası seviyede yapılan açıklamalar konunun sahip olduğu hassasiyeti ortaya koymaktadır.
Özellikle 2025 yılından sonra su konusunun daha da önem kazanacağı ilgililer tarafından vurgulanıyor.
Bu değerlendirmeye göre su, içinde bulunduğumuz yüzyılın en önemli sorunlarından biri olarak görülüyor.
Suyun yönetimi, su kaynaklarının korunması, kirletilmeden muhafaza edilerek sürdürülebilir yapıya kavuşturulması başta ilgili kurumlar olmak üzere herkes tarafından üzerinde durulması gereken yüzyılımızın önemli bir konusu.